Tigris Gazetesi’nin Değerli yorumcusu, Usta Gazeteci Sayın
Naci Sapan’ın, derneğimizin çalışmaları ve Tekstil sektörü ile ilgili kaleme
aldığı yazıyı sizinle paylaşıyoruz;
Diyarbakır Tekstil kentte kurdukları fabrikalarla kısa sürede sanayi alanında kente ivme kazandıran genç tekstilciler, kentin geleceğine odaklandı.
Diyarbakır Tekstil kentte kurdukları fabrikalarla kısa sürede sanayi alanında kente ivme kazandıran genç tekstilciler, kentin geleceğine odaklandı. İstihdam ve üretim planlamalarıyla büyümeyi hedefleyen genç tekstilciler, kentin turizmi ile tekstil dünyasıyla buluşturup katma değer sağlayacak projeler üzerinde çalışıyor. Genç tekstilciler, Diyarbakır’da ‘Uluslararası tekstil fuarı’ düzenleyerek, turizmi canlandırmayı, aynı zamanda tekstil ürünlerini Diyarbakır markasıyla dünyaya pazarlamak istiyorlar.
Mezopotamya’nın kadim tarihinin ve kültürünün mirasçısı
konumunda olan Diyarbakır’da, bu mirası gelecek nesillere aktarmanın çabası
umut veriyor. Bir kısmı İstanbul’dan, ancak Diyarbakırlı olan, bir bölümü de
Diyarbakır’dan, tekstil alanında büyümeyi kafasına koymuş iş insanlarının
yarattığı potansiyel hareket halinde. Pandemi, ekonomik sıkıntı, enflasyon gibi
ciddi rekabet alanlarına karşı direniş devam ediyor. Ciddi bir potansiyel var,
o potansiyele hayat vermeye çalışan, sabırlı genç iş insanları var.
Kentin her alanda gelişmesi, büyümesi ve uluslararası
standartlara ulaşması için verilen çabalar zaman zaman aksasa, kesintiye uğrasa
da, kentin 12 bin yıllık uyumayan kent genetiği bireylerde, aynı zamanda sivil
kurumlarda da diri kalma, yaratma, yaratıcı olma, kalan mirası gelecek
nesillere aktarma mantığı dinamiğini harekete geçiriyor, ciddi anlamda çabaya
dönüştürüyor.
Bu ciddi çabayı; Üreten, yaratan, geleceğe miras mantığını
üretime dönüştürme gibi bir uğraş veren, genetik üretime katkı sağlamaya
çalışan, Diyarbakır’da uzun zamandır bu mücadele içinde olan genç
tekstilcilerde gördüm.
Bu genç tekstilcilerin büyük bir kısmı ‘Diyarbakır’a vefa
borcu’ ödemek için İstanbul’daki işini Diyarbakır’a taşıdı. Geldiler,
umutluydular, hala umutları var, pandemiye, ekonomik sıkıntıya, enflasyona
rağmen pes etmediler, üretiyorlar; kendileri için, Türkiye için, uluslararası
piyasa için. Zara’ya, Aydınlı gruba üretiyorlar, ancak aynı zamanda kendi
Marka’larını da, yani Diyarbakır merkezli markalarını yaratarak, dünya
piyasasına açılmak istiyorlar.
Birinci etap tekstil kent alanında şu an için 65 fabrika
faaliyet halinde. Bunu 100 fabrikaya tamamladıktan sonra, hedef, ikinci etap
tekstil kent alanında da aynı şekilde 100 fabrikayı devreye sokmak. Birinci
etapta tam kapasiteyle üretim ve fabrika olmadığı halde 8-10 bin arasında
kişiye istihdam sağlanmış. 100 fabrikaya varıldığında, tam kapasite üretime
geçildiğinde bu rakamın 20-25 bin civarında olduğunu aktarıyor genç
tekstilciler. Uzun vadede ikinci etap tekstil kent devreye girdiğinde ise, bu
rakam, yani istihdam rakamı ikiye katlayacak.
Bu arada, kısa adı GÜNTİAD olan Güneydoğu Tekstil Sanayi ve
İş İnsanları Derneği çatısı altında örgütlenmelerini de tamamlamış durumdalar.
Genç tekstilciler, aynı zamanda derneğin faaliyetlerine ciddi katkı
sağlıyorlar. GÜNTİAD’ın başkanlığını da genç tekstilcilerden Sezai Ayas
yapıyor. Genç fabrika sahipleri bir araya gelmiş, geleceği kurguluyor.
Şimdi, önlerindeki ciddi bir engeli de aşmak üzereler. Tekstil
kentteki sanayici hisse sayısı yasal olarak yüzde 51’i aşması halinde, Ticaret
ve Sanayi Bakanlığı, sorumluluğu direk sanayicilere devrediyor. Yüzde 51’lik
hisse de çoğunluk sağlanmış, yerel bazda prosedürler yerine getirilmeye
çalışılıyor. Bu aşama tamamlandığında, tekstil sanayiciler kendi kararlarını
daha seri verecek, kendi kendini yönetmeye, aynı zamanda hızlı bir şekilde
büyümeye yönelecek.
DTSO Başkanı Mehmet Kaya, genç tekstilcilerle ilgili şunları
söylüyor; “Bu yatırımcı arkadaşların yüzde 90’ı Diyarbakır ve bölgenin diğer
kentlerinden gelenler, İstanbul’da fabrikası var. Bu arkadaşların buraya gelişi
büyük kazanç sağlamak için değil, kente karşı vefa borçlarını ödüyorlar. Öyle
büyük teşvikler falan aldıkları yok, sadece sigortada teşvik var, gerçek
anlamda bir teşvik söz konusu değil, olsa herkes gelir, hatta diğer bölgelerden
de yatırım için gelirlerdi. Biz ne yatırımcılar gördük, geldiler, gittiler, bir
daha göremedik. Çünkü hesapları vardı, tutmadı.”
‘Yüzde 51’lik hisse devri meselesi çözülünce ne olacak’ diye
soruyorum, genç tekstilciler adına GÜNTİAD Başkanı Sezai Ayas yanıtlıyor;
“Diyarbakır’ın üretim gücü biraz var, ama pazar gücü çok zayıf olduğu için
ciddi anlamda biz sorun yaşadık. Hem depremden sonra, ikincisi burada
hâlihazırda insanlar artan inşaat maliyeti ile uğraşırken bir tarafta kalifiye
eleman yetiştirmeye çalışıyorlar. Bir tarafta da ciddi anlamda da iş sıkıntısı
var. Pazar sıkıntısı olduğu için çoğu sanayici arkadaşımız ciddi miktarlarda
aylık faiz ödüyor, yani bu durum her tarafı etkileyince ciddi anlamda bir
yavaşlama söz konusu oldu. Daha iyi olabilirdi, yine de olması yönünde çabamızı
sürdürüyoruz. Diyarbakır’daki bu çabamız, sadece üretimle sınırlı kalmayacak,
pazarlama ve ihracat yapma aşamalarını da halledeceğiz.
Tekstil kentin ikinci etabı da 20-25 bin kişi istihdam
ettiğinde, tam kapasiteyle üretim gerçekleştirildiğinde, kendi markalarımızla
pazara çıktığımızda, bu kent yılda 1 milyar Euro ihracat gerçekleştirecek. Biz
böyle bir hedef için çaba sarf ediyoruz. Çok modern büyüyoruz, o nedenle
başarmamamız için hiçbir neden yok.”
Tekstilin uluslar arası bir etkileşimi olduğu için turizm
alanına katkı sunacak bir alan olduğuna değinen genç tekstilciler,
Diyarbakır’ın turizmi ile tekstilin ve Pazar alanının etkileşimlerinin
birbiriyle bağlantılı olduğuna inanıyorlar, bu konuda da çalışmalara
başlamışlar.
Geç tekstilciler, Diyarbakır’ın tarihin, turizminin uluslar
arası arenada tanıtımına büyük katkı sağlayacağına inandıkları bir çalışmayı
hayata geçirme uğraşı içindeler. Tekstil ile turizmi buluşturma gayretinin hem
turizm hem de tekstil alanında Diyarbakır’ın büyümesine katkı sağlayacağına
inanıyorlar, şöyle diyorlar;